21 Şubat 2016 Pazar

Erdal Demirkıran - Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç



Felek bir gün asalete can verdi, adına da ' kadın ' dedi ... 

Kitap Adı : Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç 
Yazar Adı :  Erdal Demirkıran 
Sayfa Sayısı : 359
Yayınevi : Kashna 
Puan : 3.5 / 5 


Herkese yeniden merhaba ! :))) 
Okuduğum başka bir kitap ile buradayım. Ay bakın okuduğum ikinci kitabında yorumunu da buraya yazıyorum, nazar değmesin. ! :))
Daha önce başka bir kitabını okuduğum Erdal Demirkıran'ın başka bir kitabı ile karşınızdayım. 
Diğer yazı için ; tık tık 

Bütün Kadınlar Aptal Sen Hariç ; Hariç kadına ithafımdır .. diyerek başlıyor kitaba sevgili yazarımız. 
Aslında tüm kadınlar olarak bildiğimiz ama toplu bir şekilde yüzümüze çarpılmasından hoşlanmadığımız gerçeklerin yazılı olduğu bir kitap diyebilirim. Nasıl ? derseniz eğer biraz açıklamaya çalışayım. 
İstisnalardan bahsetmek değil amacım, genelden bahsediyorum. Türkiye gerçeğinden aslında. Evet dediği doğru yazarın, bir çok kadınımız iş bitirmek, sorun çözmek yerine ; işten vazgeçiyor, sorunların ise üzerini örtüyor. Kadını aramak istediğimiz zaman genelde yok kadın, evet yok. Hem kendi kendine yaptığı kısıtlamayı yaşarken hemde toplumun empoze ettiği gerçekleri yaşayan kadın, kocası varsa dünyalar olan ama kocası arkasında olmadığı sürece bir hiç olan kadın. Aman 'kadın dediğin evinde olur sadece doğurur, kocasını bekler, kocasını hoş eder, itaat eder, okumaz, düşünmez, susar' ,  zihniyetlilerin kadına empoze ettiği gerçeği yaşar kadın dediğin. Aynı zamanda  geride durur ve  , sorunun parçası olur. Daha kadın doğmadan ona uygun olan yaşam tarzı benimsetilmiştir zaten, ana rahmindeki bebeğin kız olacağı duyulunca, odalar, kıyafetler pembelere bürünür. Bebeğe alınacak hediyeler özellikle pembe seçilir . Alınacak oyuncaklara sıra geldiğinde ise ne kadar barbie bebek, oyuncak  mutfak eşyası ve  yemek takımları,  pembe süpürgeler, ütüler, oyuncak makyaj setleri..  Her şey hazırlanmıştır. Çünkü kadın dediğin sadece evin içerisinde işe yaramaktadır. Aslında mikroskop, teleskop , stetoskop alsak çocuklarımıza ? Belki içlerindeki dahiyi çıkarırız ? 

Unutmayın ; Çocukken oynanan her bir oyun staj hükmündedir. 


Bu kitaptan önce Yılmaz Özdil- Kadın kitabını okumuştum. Biraz oradan alıp değineceğim konularda var. Mesela kadınların, kocalarının arkasında kalması gibi. Bu ' her başarılı erkeğin arkasında bir kadın vardır ' sözü benim için bir hiç olmaktan öteye gidemiyor. Her başarılı erkeğin arkasında olmak yerine, sen kendin başarılı ol, arkada kalmak yerine statünü dengele. Bir başbakan,cumhurbaşkanı,bakan, milletvekili karısı olmaktan öteye git. Kendine güvenin olsun,ayakların yere bassın. Kocan olmasa bile gerine  gerine, güvenle çık insanların karşısına. Silik bir birey olarak asla değil. Şuanda iktidar olsun, olmasın. Meclisteki erkek bireylerin arkalarındaki kadınları düşünün. Büyük ihtimalle kocaları olmasaydı bir hiç olacaklar ve toplum tarafından görülmemeye devam edeceklerdi. Çünkü bizim kadınımız eğitimsiz, çünkü bizim kadınımızı doğduklarından itibaren kalıba soktular, döktüler. Kadınımız okumak istediği zaman , ona ' hayır ' dediler. Tarihin altın sayfalarına adını yazdıran kadınlarımızda işte bu dayatmaya ' hayır ' diyen kadınlarımızdan çıktı. ( Bence ! ) 

Kadın kendi kendini değersizleştirdi. Nasıl olsa yapamam , izin vermezler diyerek çıkış yolu aramadan koltuğuna oturdu. Sonra güvensiz kadınlar oldular. Güvensiz kadınlar büyüdüler, büyük ihtimalle babalarının kafa yapılarında birileriyle evlendiler, zorla yahut bilerek. Güvensiz kadınlar, güvensiz çocuklar yetiştirdiler ve önünü alamamaya başladığımız kısır döngü çıktı ortaya.  Susup oturmak yerine, elimizi taşın altına koyun diyor yazar evet. 





Bir feminizm kurucusu olmayabilirim evet biliyorum. Ama savunucularındanım . Bence her kadının olması gerektiği gibi. Herhangi bir roman okuduğunda bile kitabın her yerini beğenme gibi bir zorunluluk taşımıyoruz bildiğiniz üzere. Benimde hoşuma gitmeyen yerler vardı açıkçası. Sevgili yazar, anlattığı kısımlarda öyle düşünmeyen kadınları ' dahil kadın ' olarak nitelendirmiş olsa bile, ben düşüncelerimde dürüst olmak zorunda hissediyorum kendimi. Örneğin, kadının çantası hakkında söylenenlere açıkçası katılmıyorum, yani çantamda saç düzleştirici , saç maşası taşımıyorum elbette. Bence tüm kadınlar çantalarındaki eşyaları minimize indirirse, çanta pazar halinden çıkarsa erkeklerin laf etmeye haklarının ortadan kalkacağını düşünüyorum.:))  Diğer bir örnek, bir bilgi yarışması izlerken karısının esprilerine gülmemesi ve karısının tüm sorulara doğru cevap vermesi erkeği sinirlendirebilir diyor. Cevap olarak ise kulağına fısıldayarak ' sen daha iyi bilirsin fakat doğru cevap c şıkkı olabilir ' demesinin daha doğru olduğunu söylüyor sevgili yazar. Erkek aptal kadın sever tezi herhalde doğrulanmış oluyor böylece. Lafı oradan buradan alarak söylemiyorum, bence tamamen yanlış bir yaklaşım. Kadının var olmasını istiyorsanız, yükselmeye başladığında ayağından tutup çekmeyeceksiniz efendim. Diğer bir örnek, bir hikaye anlatmış yazarımız, erkek,  arkadaşları ile okey oynamaya gitmiş. Hem karısından hem sevgilisinden mesaj geliyor. Neredesin ? diye. Erkek her ikisine aynı cevabı veriyor. Karısı, Allah senin belanı versin, haram zıkkım vs diye başlarken, sevgilisi ise mesaj olarak ' peki benim kumarbaz sevgilim , kırmızı 7'yi atma e mi ? ' diyor. 'Erkek sizinde bildiğiniz üzere kırmızı 7'yi atmıyor ' diyor yazar. Yani siz erkeğinizin kalbini okşamayı bilmediğiniz sürece erkek başka bir kadına gitme hakkını kendinde çok net bulabiliyor diyor. Kocanızın ruhunu okşayın, aldatabilir yahut cinsel obje olarak görünebilirsiniz. :)    Peki kadının kalbi ve ruhu ne kadar okşanıyor ? Orası muamma. :)) 


Dediğim gibi her kitabın her kısmından hoşlanmayabilirsiniz benimde hoşlanmadığım saçma ve sert bulduğum kısımlar var mı ?  var. Ama bu kısımlar olduğu içinde kitabın hakkını yiyemem. Çok güzel mesajlar veren bir kitap. Bence kadın - erkek ayrımı yapılmadan herkesin okuması gereken güzel bir kitaptı. 

Kadın dahiler ? dediğimiz zaman herkesin aklına çok az insan gelir. İçimizdeki dahileri çıkaralım. Kadın içindeki dahiyi çıkarırsa, dünya belki daha güzel bir yere dönüşür.

Erdal Demirkıran'ın kitaplarının okunması gayet kolay kitaplar. Daha ilk sayfalarından insanı içine çekiyor. Kısa kısa yazılar olduğu için insanı yormadan , dikkatini dağıtmadan başka bir konuya geçmiş oluyor zaten. Elimde bir kitabı daha var. Araya daha farklı kitaplar soktuktan sonra onu kısa zamanda okumayı düşünüyorum. Ben uzun yazmayı daha çok seviyorum. Okunur veya okunmaz bilemiyorum. Ama eğer buraya kadar gelip şuanda bunu görüyorsanız şayet, okuduğunuz için çok teşekkür ediyorum. Eksiklerimi, yanlışlarımı lütfen söyleyin. Alta yorum bırakmanız benim için çok kıymetli. 


Herkese tekrardan teşekkür ediyorum ve iyi okumalar diliyorum. 


En son yazım ; Yağmurla Gelen Mutluluk için ; tık tık 





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder