Canan Tan - Piraye
Kitap Adı ; Piraye
Yazar Adı ; Canan Tan
Sayfa Sayısı ; 399
Yayınevi ; Altın Kitaplar
Basım Yılı ; 2009
Puan ; 4/5
Piraye..
Ailesinin, edebiyata, özgürlüğüne düşkün, kendi davasının peşinde olan hatta sol görüşe yatkınlığı olan biricik kızları Piraye..
Tiyatroya yatkınlığının olduğunu söylemekle birlikte başka bir meslek seçerek kendi macerasını başlatmış oldu, Marmara Üniversitesi - Diş Hekimliği bölümüne girdi. Kendi iç dünyasında, erkek arkadaşın bile özgürlüğünü kısıtladığını düşünürken bir Ağa çocuğuna gönlünü kaptırarak kendisiyle çelişti. Bir süre devam eden ilişkisini evlilikle taçlandırarak Diyarbakır'a gelin gitti. Eğitimli, genç Piraye'nin alışık olmadığı hatta hiç görmediği durumları kabul etmesini, büyük bir ailenin hatta doğulu bir ailenin gelenek ve göreneklerini kabul etmesini, kendisiyle sürekli karşı karşıya gelmesine rağmen bu adetlere uyum sağlamasını izliyoruz. Ama bir farkla, o korkunç gerçekle karşılaşana kadar..
Gönül ağzına kadar dolu
Sen diyorum İstanbul geliyor aklıma
İstanbul diyorum sen ..
Annemin, ' farklı kültür olduğu zaman zor, çok zor ' dediğini duyar gibi oldum. Evet, gerçekten zormuş Piraye de zorlandı, ama ilginç olan ' Ben daima kendi yolumda yürürüm, beni kimse oraya buraya çekemez' diye direten Piraye, önüne koyulan tüm zorlukları kabul etti.
Canan Tan'ın okuduğum diğer kitabı ile baş karakter bakımından benzerlik gösterdiğini söylemeden geçemeyeceğim. Bu beni rahatsız etmedi aksine, güçlü, eğitimli karakterler beni daha çok mutlu ediyor. Anlatımı olabildiğine akıcı, hiç zorlanmadan okunan hatta kendini merak ettiren bir kitaptı benim açımdan. Evet kesinlikle aşk vardı kitapta ama sadece aşk ile boğmamış bizi yazar, aynı zamanda Diyarbakır'ı gezmiş gibi olmamızı sağlamış ve beni mutlu eden ayrıntılardan birisiydi bu.
Sıkılmak imkansız gibiydi benim için sanırım 2 günde filan bitti ve eklemek isterim ki yazarın tüm kitaplarını okumak istiyorum.
Kesinlikle, kesinlikle okumanızı öneriyorum. Kitabın sonundaki hayal ürünüdür yazısını görene kadar gerçek hikaye zannetmiştim ama onu görünce de fikrim değişmedi çünkü bunları çok duyuyoruz bunlar yaşanan şeyler bu yönü de beni çok mutlu etti. Çünkü ben her köşesine yaşanmışlık sinen romanları çok ama çok severim. Bazı yerlerde kopukluklar vardı anlam veremediğim yerler oldu onuda Piraye'nin iç dünyasının karışıklığına veriyorum çünkü yer yer Piraye ne yapacağını bilemez hale geldi. Ama itiraf etmeliyim ki çok üzücü bitti. Biraz ağlamış bile olabilirim belki. :)
Böyle tekrar okuyasım geldi sanki Haşim ve Piraye'den ayrılmak istemedim. Oda benim sapık ruh halim zannedersem ;)
Bahardı sevgilim bahardı
ve bahtiyar olmak için
toprakta, havada, suda, her şey vardı sevgilim,
her şey hazırdı.
her şey vardı..
Herkese iyi okumalar diyorum.
Okuyanlardan yorum bekliyorum, kitap hakkında tartışabiliriz belki. :)