Yazar Adı ; Sabahattin Ali
Sayfa Sayısı ; 160
Yayınevi ; Yapı Kredi Yayınları
Basım Yılı ; 1943
Puan ; 4.5 / 5
Birçok şeylere ihtiyacımızı ancak onları görüp tanıdıktan sonra keşfetmez miyiz ?
Kitap, kitabın içinde var ama yok arası bir karakterin olaylara uzaktan bakıp anlatmasıyla başlamaktadır. Bu karakter, devam ettiği iş yerinden ayrıldığını ve daha sonra arkadaşı sayesinde girdiği başka bir yerde tanıştığı Raif Efendi ile olan ilişkisini anlatır.
Şimdiye kadar tesadüf ettiğim insanlardan bir tanesi benim üzerimde belki en büyük tesiri yapmıştır..
Asıl hikaye, bu karakterin, hasta yatağında yatan Raif Efendinin defterini alıp okumasıyla başlar. Raif Efendinin çocukluğunu, gençliğini , anne ve babası ile ilişkisini , iç dünyasını, düşünce ve fikirlerini, yaşadığı topraklardan Berlin'e gidişini , oradaki yaşamını, günlerini nasıl geçirdiğini ve hatta ilk aşkını bu küçük defterden öğrenir..
Raif ile Maria Puder , bir resim sergisinde tanışırlar.. Raif Efendi, gezerken bir tabloya bakar ve gözlerini ondan ayıramaz. Günlerce. onlarca kez gidip aynı tablonun önünde saatlerini geçirir öyle ki dışarıdan nasıl gözüktüğünün farkında bile değildir. Baktığı canlı birisi değildir sadece bir resimdir ancak bir tesadüf eseri sokakta karşılaşırlar ve sonra birlikteliklerine tanık oluruz. Farklı bir birliktelik itiraf edebilirim. :)